Cinsel kimlik bozukluğu bir diğer adıyla cinsiyet disforisi; kişilerin kendilerini hissettikleri cinsiyet ile biyolojik cinsiyetlerinin uyumlu olmadığını hissettikleri bir durumdur.
Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamasını içerir.
Cinsel yönelim ise kişinin partner seçimini belirler.
Cinsel kimlik, cinsel rol davranışları ve cinsel yönelimler birbirleri ile bağlantılı olabilirler. Anne karnında gelişim esnasında gövde cinsel dönüşümünü yaparken beyin değişmeden dişi kalabiliyor ya da beyin dönüşüm yaparken gövde dönüşmeden dişi kalabiliyor. Transseksüel doğmuş kişiler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda beynin cinsiyetinin bedensel cinsiyet ile aynı olmadığı görülmüştür. Transseksüel kişilerin çoğu psikolojik sorunlar yaşıyor.
Bu sorunların ortaya çıkmasında aile ve sosyal çevrenin büyük bir etkisi vardır. Bu kişiler bulundukları ortamda dışlanabiliyor, kendilerine partner bulmakta zorluk çekebiliyor, bu durumu ailesine kabullendirmekte sorun yaşayabiliyorlar.
Bu sebepten dolayı kişilerin psikolojik durumları ileri derecede bozulma yaşayabiliyor.
Transseksüel kavramı ile eşcinsel kavramı karıştırılmamalıdır. Eşcinsel bir erkeğin partner seçimi yine bir erkek olur ve eşcinsel bir kadınında partner seçimi yine bir kadın olur. Eşcinsellik bir ilişkiyi ifade eder, transseksüellik ise kimlik kaygısını belirtir, cinsel yönelimi değil. Transseksüellik ise hissettiği cinsi kimlik ile cinsi bedeninin uyuşmaması şeklinde açıklanabilir.
Cinsel Kimlik Bozukluğu Yaşayan Bireylerin Genel Sorunları
Bir erkeğin fiziksel olarak sahip olabileceği bütün özelliklere sahip biri aslında daha feminen duygular taşıyor olabilir. Bu kişiler kadın vücuduna sahip olmayı ve toplum tarafından kadın olarak kabul edilmeyi fazlasıyla isterler. Tam tersi düşünüldüğünde bu durum kadın fiziksel özelliklerine sahip ancak daha maskülen duygular içerisinde olan bireyler içinde geçerlidir.
Bir örnek vermek gerekirse, fiziksel olarak erkek bedenine sahip olan fakat kendini kadın olarak hisseden bir kişiyi ele alalım; aslında yapmak istediği aynanın karşısına geçerek makyaj yapmak, istediği eteği giyebilmek, fakat ruhunu yansıtmayan ve fiziksel özelliklerinin getirdiği gerekliliklere uygun bir şekilde davranmak zorunda kalması şiddetli üzüntü, kaygı ve bunalım yaratabilir. Bu bireylerin bedenlerine rağmen hissettikleri gibi giyinmeleri ise toplumda dışlanmalarına ve ötekileştirilmelerine sebep olabilir bu yüzden yine bu kişilerde depresyon, anksiyete gibi birçok ruhsal hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu hastalıkların sonucunda ise bu bireylerin okul, iş ve sosyal hayatları olumsuz etkilenebilir.
Bu bireyler daha çok aileleri ve sosyal çevreleri tarafından anlaşılmazlar çünkü normlara göre farklılık gösterirler. Bu noktada aileler ve yakın çevredekiler ne yapacağını bilmeyebilir. Bu sebeple cinsel kimlik problemi yaşayan bireyler hem psikiyatrik hem de psikolojik destek almaları gerekebilir.
Cinsel Kimlik Problemi Yaşayan Kişilerin Aileleri Ne Yapmalı?
Aileler böyle bir durumu inkar etmemeli, o kişiyi dinlemeli ve bir uzmandan destek alarak bu süreçle baş etme yoluna girmeliler.
Bu noktada yapılacak zorlamalar cinsel kimlik bozukluğu yaşayan kişiyi ailelerinden daha çok uzaklaştırabilir ve yardım alınamaz, dirençli bir duruma getirebilir. Bu yüzden cinsel kimlik bozukluğu olan kişiyi sadece dinlemek ve destek alması için yönlendirmek yeterli olacaktır.
Kliniğimizde Cinsel Kimlik Problemi Yaşayan Bireylere Nasıl Yardımcı Oluyoruz?
Psikiyatri veya ilgili diğer uzman hekimlerinde desteği ile birlikte, kişinin sosyal uyumunu arttırmak, kişinin ailesi ve çevresi ile olan iletişimini arttırmak ve kişinin anlaşılmasına yönelik hem kişilik testlerimiz hem de klinik gözlem – görüşmelerimiz ile destek verilmeye çalışılmaktadır.